Ani hiddet nedeni de hipoglisemi!

Özellikle acıktığınızda sık sık öfkeleniyor, ani hiddet hücumları mı yaşıyorsunuz? Yemek yedikten sonra kendinizi uyuklarken buluyor musunuz? Çok sık veya aniden acıkıyor, henüz 1 saat evvel sofradan kalkmışken, kendinizi yine buzdolabının önünde mi buluyorsunuz? Tatlı veya karbonhidratlı yiyeceklerin bağımlısı olduğunuzu mu düşünüyorsunuz? Veya, işe konsantre olmakta eforluk sürüklüyor, sık sık dikkatinizin dağıldığını seziyor musunuz? Bu suallerin bir kısmına ‘evet’ diyorsanız, ‘hipoglisemi’yi işaret ediyor olabilir. Tabi bunu kavramak için bir uzmana görünmek gerekiyor.
Endokrinoloji ve Metobolizma uzmanı Dr. Özlem Çelik’in Hipoglisemi hakkında verdiği bilgiler şöyle:
Hipoglisemi neden oluyor?
Genellikle dengesiz ve sağlıksız beslenme nedeniyle yemek yedikderi sonra artan kan şekerine yanıt olarak oluşuyor. Örneğin; öğünlerde gereksinimden az karbonhidrat almak ya da glisemik indeksi yüksek yani kan şekerini süratlı yükselten gıdaları fazla yemek hipoglisemiye neden olabiliyor. Hipoglisemili hastaların çoğunu da insülin veya diyabet hapları ile tedavi edilen diyabet hastaları oluşturuyor. İnsülinin kontrolsüzce arkasıması sonucu gelişen bu tip hipoglisemi, en sık görülen nedeni oluşturuyor. Ayrıca her zamankinden fazla egzersiz yapmak, kontrolsüz alkol kullanmak da kan şekerini düşürebiliyor.
Ne zaman bulgu veriyor?
Beynin tek enerji kaynağı şeker. Bu nedenle karnımız acıktığında bir şeyler yeme ihtiyacı hissederiz. Şayet beyin ihtiyacı kadar şekeri alamazsa; işte bu durumda tepkisini bize çeşitli sinyaller göndererek ortaya koyuyor. Hipoglisemi hafif, orta ve ağır düzeyde seyredebiliyor ve şahsa göre özellikler gösteriyor. Bu durum bir hayli faktöre bağlı oluyor. Beyin enerjiye gereksinim duyduğu için kişiye yemek yemeyle şehirgili uyarılar gönderiyor. Yemek yiyince, özellikle de bu tatlı olduğunda belirtilerin ortadan kalkmasıyla insanlar kendini daha iyi hissediyor.
Bulguları nelerdir?
Açlık hissi, titreme, terleme, solukluk, çarpıntı, sıkıntılılık, dudak ve dilde karıncalanma, hafif hipogliseminin bulgularını oluşturuyor. Orta düzey hipoglisemide bunların yanı gizeme baş veya karın sızısı, tembellik, konuşma eforluğu, asaplılık, terleme, solukluk, flu görme gibi meseleler de büyüyebiliyor. Hastalar genellikle açlığa tahammülsüzlük, acıktıklarında asaplılık, hiddet patlamaları, bedende titreme, halsizlik, terleme meselesiyle doktora müracaat etiyorlar.
Ciddi meseleler oluşturur mu?
Hipoglisemi sırasında ortaya çıkan yakınmalar sosyal ve iş yaşamında topallamalara ve hatalara neden oluyor. Özellikle sık tekrarlayan hipoglisemiler dikkat, konsantrasyon bozuklukları, unutkanlık ve bellek problemlerine yol aaçabiliyor Hastalar bazen yemek yedikderi sonra bile uzun süre kendilerine gelemiyor. Şayet hipoglisemi tedavi edilmezse ‘ağır hipoglisemiye’ dönüşebiliyor. Kan şekeri belirgin olarak düştüğünde; geçici görme kaybı, elleri ve ayakları hareket etmekte eforlük çekme ve komaya kadar gidebilen bilinç kaybı gibi oldukça ciddi tablolar oluşabiliyor.
Diyabete yol açar mı?
Sık hipoglisemi hamleları yaşayan kişilerin fazla kiloları varsa ve özellikle birinci derece yakınlarında diyabet hastaları mevcutsa, mutlaka araştırılması gerekiyor. Çünkü sık tekrarlayan hipoglisemi hamleları, uygunsuz beslenme ve kilo alımı diyabetin oluşma riskini yüksu baskıntiyor. Önlem alınmadığı takdirde hastaların üçte birinde 10-15 sene sonra diyabet ortaya çıkabiliyor.
Nasıl rehabilitasyon ediliyor?
Sabah açken şekerine bakmak, ardından test yemeğinin yenmesiyle birlikte yapılan kan şekeri can verçümü ile kan şekeri ve insülin düzeyleri kolaylıkla tespit edilebiliyor Şayet pankreastan salgılanan insülin hormonundaki bir bozukluktan kaynaklanmıyorsa, hipoglisemiyi tamamen ortadan kaldıran bir tedavi maalesef yok. Yaşam tarzı ve doğru beslenmeyle şehirgili problemlerde kişinin tedaviden çok yaşam tarzı değişikliği ile doğru beslenmeyi öğrenmesi gerekiyor. Hipogliseminin iki tedavi şekli var; birincisi yaşam değişikliği yapmak, ikincisi ilaç tedavisi.